Uzm. Dr. Necibe AKKAN (Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı);
Osteoporoz (yaygın kullanılan adı ile kemik erimesi), kemiklerin iç yapısında, gözeneklerindeki yapısının değişmesi ve zayıflaması sonucunda kemiklerin kırılgan hale gelmesine sebep olan bir kemik hastalığıdır. Tüm dünyada sıklığı oldukça yüksektir.
Osteoporoz fark edilmesi oldukça zor ve sinsi bir hastalıktır. Belirgin bir kırık olmadıkça herhangi bir belirti veya bulgu vermediği için tanı konulmasında gecikmeler yaşanabilmektedir. Osteoporoz ile ilişkili kırıklar genelde düşük enerjili kırıklardır yani hafif bir düşme, ani bir hareket veya bir şey kaldırma sonucunda bile kırıklar oluşabilir. Tüm dünyada kadınların üçte biri, erkeklerin ise beşte biri osteoporoz ile ilişkili kırıklar yaşamaktadır.
Kırıklar, hastalarımızda ciddi yaşam kalitesi düşüklüğüne ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Özellikle kalça kırığı yaşayan hastalarımızın üçte biri takip eden yılda bakıma muhtaç kalmakta, yaklaşık dörtte biri de kalça kırığı sonrasında yaşamını kaybetmektedir. Omurga kırıkları sessiz ilerlemekte, kendisini genelde boyda kısalma ve kamburlukla göstermektedir. Bunun yanında özellikle kırıklar sonucu sinir basıları oluşmuş ise ciddi ağrılar ve iş gücü kayıpları da yaşanabilmektedir.
Hastalarımızın yaşadığı osteoporoz ile ilişkili bir kırık bile sonrasında yaşanabilecek kırık riskini oldukça fazla arttırmaktadır. Art arda gelen kırıklar ağrıların artmasına, iş gücünün azalmasına ve hareket kayıplarına yol açıp kişiyi yalnızlık ve çaresizlik hissine yönlendirip depresyona yol açabilmektedir.
Osteoporozun ileri yaşlarda özellikle 60 yaş ve sonrasında sıklığı belirgin bir şekilde artmış olsa da belirli durumlarda genç hastalarda da osteoporoz gözlenebilmektedir.